İçeriğe geç

Motor deyince akla ne gelir ?

Motor Deyince Akla Ne Gelir?

Bir Motorun Beni Bulan Hikayesi

Motor deyince aklıma gelen ilk şey, her zaman özgürlük olmuştur. Hani o rüzgarı yüzünde hissettiğin, hızla akıp gittiğin, sadece sen ve motorun olduğu anlar vardır ya… İşte, ben o anları hep aradım, hep hayalini kurdum. Ama bir motorun aslında insanı ne kadar büyüleyip hüsrana uğratabileceğini de öğrenmiştim. Hadi, sana bunun hikayesini anlatayım.

Çocukluğumdan Gelen Rüya

Kayseri’nin dar sokaklarında büyürken, hep motorları izlerdim. O eski, gürültülü sesler vardı ya, onları duyduğumda kalbim hızla atmaya başlardı. Bir motor sürücüsüyle göz göze geldiğimde, içimde bir şeyler uyanır, bir boşluk hissi sarardı beni. O an, motor deyince aklıma sadece hız gelirdi. Ama bilmiyordum ki, motorlar aslında daha fazlasıydı.

Benim motor aşkım, çocukken başlamıştı. Babamın eski iş arkadaşının motorunu hatırlıyorum. Uzun, siyah ve bakımlıydı. O motorla ilgili çok hikâye duydum, ama en çok ona bindiği o birkaç saniyeyi düşündüm. Özgürlük diye bir şey vardı ve motorlarda hissediliyordu.

O Gün, O Motor

Bir gün, bir şekilde o motoru almayı başardım. Gençliğin o hevesli hali, her şeyin mümkün olduğunu düşündüren bir hal. Kayseri’nin o taşlı yollarında motoru sürerken, kendimi dünya üzerinde en özgür insan gibi hissediyordum. Her vites değiştirdiğimde, kalbim de biraz daha hızlanıyordu. Birlikte uyandığımız o sabah, dışarıdaki serin hava yüzümde dans ederken, hayatın ne kadar kısa olduğunu bir kez daha düşündüm. Heyecan vardı, her şeyin önündeydi. Ama hayal ettiğim gibi değildi.

O Kısa Anın Ardında

Motorla ilk defa hız yaparken, bir yandan da bir şeyin eksik olduğunu hissettim. Sonsuzluk diye düşündüğüm an, aslında sadece geçici bir hismiş. Yolda ilerlerken, motorun gücünü ellerimde hissetsem de, içimde bir boşluk vardı. Hayalini kurduğum o anları yaşarken, motorun arkasında bana yalnızca hız değil, bir çeşit yalnızlık da sunuyordu. O kadar kalabalığın içinde, o kadar gürültüyle dolu bir dünyada, o anlarda yalnızca kendimle baş başa kalıyordum. Motor deyince aklıma özgürlük geliyordu, ama aynı zamanda bir tür yalnızlık da vardı.

Bir Anlık Hayal Kırıklığı

Motorla bir gün dönüş yaparken, beklediğim anı yaşayamamıştım. Bir virajda, biraz fazla hız yapmıştım ve yere düşmüştüm. Vücudum sızlıyordu, ama kalbimdeki hayal kırıklığı daha büyüktü. Motorumun yolda kalan halini gördüğümde, bir süre hiçbir şey yapamadım. Hızın verdiği heyecan bir anda bıçak gibi kesildi. Hızla geçen o anlar, bir anda bir boşluğa dönüşmüştü. O motor, bana hayal ettiğim özgürlüğü değil, gerçekliği öğretmişti.

Ama o hayal kırıklığı, beni yıkmadı. Yavaşça kalktım, motoru kaldırıp yola devam ettim. O düşüş, beni sadece daha dikkatli olmaya zorlamıştı. Ve belki de, o kadar güçlü hissetmeye çalışmaktan ziyade, daha güçlü kalabilmek gerektiğini öğretti.

Motorun Gerçek Anlamı

Şimdi motor deyince aklıma ilk başta özgürlük geliyor. Ama sadece bir anlık özgürlük değil, aslında daha derin bir şey. O motorla yol alırken, ben sadece hız ve tutkuyu değil, aynı zamanda hayal kırıklığını ve umutları da kucaklamış oluyorum. Her düşüş, bir kalkışı getiriyor. Her hız, bir duruşa dönüşüyor.

O motorla geçirdiğim zamanlar bana şunu öğretti: Her şeyin en hızlısı, en büyüğü, en gürültülü olanı değil. Aslında gerçek özgürlük, bazen sakinlikte, bazen de yavaşlamada bulunuyor. Motor deyince aklıma sadece bir makine değil, hayatın kendisi geliyor: hızlı, inişli çıkışlı, ama bir şekilde devam eden.

Şimdi, Kayseri’nin o taşlı yollarında, motorumla rüzgarı yüzümde hissederken, sadece hız değil, aynı zamanda hayatın her anını daha çok hissediyorum. Hem bir motor, hem de bir yolculuk.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
ilbet casino